9 Temmuz 2012 Pazartesi

Aşkı Bulmanın ve Korumanın Yolları - Kürşat Başar



"Hayat biriktirmek demek. Herkes bir şeyler biriktiriyor; dostluklar, sevgiler, para, eşyalar hep biriktiriliyor. Günün birinde hepsi bir araya gelip bir fotoğraf oluştursun diye. Bu koca fotoğrafın içindeki yüzlerin, eşyaların, gülümseyişlerin, öykülerinden kurulu hayatımıza bakıp gülmek yada hüzünlenmek için."

"Her şey seninle gelir... Nereye gidersen git, kaç yaşına gelirsen gel, yaşadığın her şey seninle gelir."

"Ben hem serüvenlerin peşinden koşmak hem de istediğim zaman güvenli bir limana sığınmak istiyordum. Orada beni bekleyen durgun suların olduğunu bilmek rahatlatıyor, yoksa gidemem."

"İnsanların hayatlarını renkli ve ışıklı kutulara tıkıştırıp sonra da bunu parlak bir buluş sanmadıkları bir yer."

"Hiç haberi yoktu.Kendi yaşamını sürüyordu, benim yaşamımdaki bütün alanlara girdiğinden, her sabah onla uyanıp, her gece onla uyuduğumdan, yüzyıllar öncesinden kalma şiirlerden, televizyonda çalınan sıradan bir şarkıdan ikimize bir dünya kurduğumdan haberi yoktu."

"Çok uzakta herşeyin unutulabileceği kadar uzak bir yer, insanın kendisinden başka hiçbir şeyi düşünemeyeceği kadar uzak?"

"Acı, mutsuzluk, heyecan, sevinç, gelgitler... Hepsi aynı akşamdı."

"İnsan sonsuza dek kötü şeylerle karşılaşmaz ya, bir yerlerde bir dönüm noktası olmalı."

"Dev bir dalganın üstünde tam uzaklara gittiğimi sanırken bir başka darbeyle kendimi yine kıyıda buluyordum."

"Nedir bu? Hepimizi saran mutsuzluk! Gerçekten de bazen elimizdekilerle yetinmeyi unuttuğumuz için yanı başımızdakileri değil, asla ulaşamayacaklarımızı mutluluk sandığımız için mi böyle cezalandırılıyoruz?"

"Sessiz bir anlaşmayla gün ışığında hiç bir ortak yanı olmayanlar insanlar, belki de birbirinden nefret edecek insanlar dost oluyor."

"Kumdan bir şato ya da iskambillerden bir ev yapmaya çalışıp sürekli kumların, kağıtların yıkılıp darmadağın olduğunu görmekle geçen bir hayat. Hep iskambillerden yapılacak en büyük evin, kumdan yapılan en büyük şatonun peşinde olup sıradan bir yapıya bile ulaşamamak ne acıklı değil mi?"

"Belki de tek isteğim birlikte şarkı söylemekti, benim şarkı basit,sıradan, sevimli bir şarkı ama sen söylemedin!"

"İçinde benden en küçük bir parça bile olmayan hayatıyla..."

"Olduğun yerde bir an için bile olsa aklından geçmeyi umuyorum."

"Çünkü sanırım hayatında benim var olabileceğim bir zaman ve mekan yok."

"Tıpkı senin gibi benim de hayatım sayısız ayrıntıyla, çalan telefonlarla, ertelenen sorumluluklarla, kaçtığım insanlar ve zorunluluklarla dolu. Bir de onlarla dolu günleri taşıyabilmek için edindiğim alışkanlıklarla."

"Ve hepimiz biliriz ki yanımızda kalan bütün prensler sonunda kurbağaya dönüşür."

"Artık iyi piyano çalmak, iyi futbol oynamak, iyi şarkıcı olmak iyi devlet adamı olmak yeterli değil. Aynı zamanda soytarı olmak gerekiyor. Günümüze bilgi çağı diyorlar, imaj çağı diyorlar. Oysa aslında tam bir soytarılar çağı."

"Şimdi nasıl tutunacak hiçbir şeyin kalmadığını (uğruna ölünecek hiçbirşey yok, tıpkı uğruna yaşanacak bir şeyin olmadığı gibi) içimdeki kalabalığın nasıl beni böyle ansızın bırakıp gittiğini, ne çok şey yitirdiğimi..."

"Kirli bir vicdanla yaşanabilir ama gerçekten paramparça olmuş bir kalple yaşamak korkunç." 

"Başka bir zaman, farklı bir yerde, beklenmedik biçimde..."

"Hepimiz günün birinde kendimiz için doğru olanı seçerken bir başkasının yaşamını altüst ediyoruz."



Kürşat Başar - Aşkı Bulmanın ve Korumanın Yolları


Not: Çok ama çok sevdiğim bir romandır okumadıysanız şiddetle tavsiye ederim. En kısa zamanda tekrar okumak dileği ile...



2 yorum:

  1. Son cümleni okuyunca şaşırdım, deneme sanıyordum bu kitabı. Nasıl bir roman merak ettim.

    YanıtlaSil
  2. Öyle sanmakta haklısın Kürşat Başar da bu durumdan muzdarip olmuştu hatta kitabın yayımlandığı sene "En İyi Deneme" ödülünü almıştı. En kısa zamanda tekrar okumak istiyorum

    Sevgiler Canım

    YanıtlaSil